16 Mayıs 2012 Çarşamba

Bankacılık sektörünün ilk çeyrek karnesi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu bu yılın ilk çeyrek bankacılık sektörü sonuçlarını açıkladı. Henüz bankaların tek tek bağımsız denetim raporlarını açıklama süreci devam ediyor. Yedi bankanın ayrıntılı sonuçları elimizde, diğerleri de bugün yarın finansal tablolarını açıklarlar. Dolayısıyla karları, faaliyet gelirleri vs arttıranlar geçen yılın gerisinde kalanlar henüz banka bazında belli değil.

Bankaları sevseniz de sevmeseniz de şu anki finansal yapıda onlar piyasanın temel taşlarıdır. Öylesine devasa yapıda olan bankalar vardır ki zararları krizleri ülkeleri dahi krizlere sürükleyebilir. Genel anlamda sektörün gidişatının durumunun bilinmesinde fayda vardır.

Türk bankacılık sektöründe 2012'nin ilk çeyrek sonu itibarıyla 48 adet banka mevcut. Bunlardan 31 tanesi "mevduat bankası", 13 tanesi "kalkınma ve yatırım bankası", 4 tanesi de "katılım bankası" olarak faaliyetlerinde devam etmekteler. Bir de yeni oyuncu giriyor sektöre. 12 yıldan bu yana yeni bankacılık lisansı verilen ilk ve tek banka, ülkemizdeki HSBC bankasından transfer edilen isimlerle yönetilecek ve Türkiye'de "Odea Bank" ismiyle faaliyet gösterecek bir banka.

Bu mevcut 48 bankanın yaklaşık 11 bin şubesi ve 195 bin personeli mevcut. İlk üç ayda şube sayısı sadece 62, personel sayısı da 255 kişi artış gösterdi. Geçmiş dönemlere bakılınca şubeleşmedeki hızın ve buna bağlı olarak personel alımının yavaşladığını söyleyebiliriz.

Bankaların net karlılığı 3 ayda %12 artarak 6 milyar 124 milyon TL oldu. Bundaki en büyük etken ise bankaların mevduata verdikleri faizi düşürmeleri, öte yandan kredilerden aldıkları faizi ise yükseltmeleri.

Bankaların büyüklüğünü varlıklarını gösteren aktif büyüklük ise sadece %1 artarak 1 trilyon 229 milyar TL oldu. Az artışta yabancı para varlıklara bağlı olarak döviz kurlarının düşmesi en büyük etken.

Krediler cari açık için suçlu ilan edilip frenlenmesi için alınan onca tedbire rağmen arttı. Üç ayda mevcut kredi riskine ilaveten bankalar 16 milyar TL daha kredi dağıttılar ve toplam kredi riski dönem sonunda 700 milyar TL oldu. Kur etkisi sıfırlanınca bu artış %20'ye tekabül ediyor ki çok ciddi bir büyüme oranı bu. Bu artışın en büyük nedeni, yarısından fazlası, kredileri frenlemeyen ticari sektör kaynaklı. KOBİ'lerdeki artışın %10'da kaldığı, bu dönemde kredilerin küçük işletmelerden çok ticari kurumsal firmalara aktarıldığı anlaşılıyor. Bankaların verdiği 100 liralık kredinin 44 lirası ticari kurumsal kredilerde, 33 lirası bireysel kredilerde, geri kalan 23 lirası ise KOBİ kredilerinde. Batık kredilerin artışı ise kredilerin sektörlere göre artış oranıyla orantılı değil. Batıklarda en büyük artış tüketici kredilerinde ve kredi kartlarında oldu bu dönemde..

Kredilerdeki kur etkisi olmaksızın gerçekleşen %20'lik artışa karşın mevduatta ne oldu? Sektörün en acıklı tarafı mevduat olarak göze çarpıyor. Yurt içi tasarruf oranı BDDK'nın ifadesiyle "tarihi en düşük seviyelerinde" Bu şu demek, insanlar artık bankalara mevduat getirmiyorlar. 3 ayda bankalardaki toplam mevduat sadece binde 1 arttı.

Son olarak, altın fiyatlarındaki dalgalanma ve altın konusunda uzmanlaşan bazı bankaların çeşitli ürünlerle alternatif yatırım araçları sunması kıymetli maden depo hesaplarını (Altın) tabiri caiz ise patlattı. Mevduat binde 1 artarken aynı dönemde büyük ilgi görmeye başlayan altın hesaplar ise %15'in üzerinde büyüyerek 9 milyar dolara ulaştı.

Özet olarak ilk çeyrek sonuçları böyle. Yeni oyuncular ve yedek kulübesinde uyutulanların bazılarının daha oyuna gireceği değişik bir dönem olacak bu yıl…


6 Mayıs 2012 Pazar

Kredi kartı borçlarımız coştu


Kredi kartını kullanmayı öğrenemedik. O kadar can yakmasına rağmen o kadar söylenmesine rağmen hala kredi kartını çok yanlış kullanıyoruz. Bu ürünle ilgili bilmemiz gereken en önemli şey şudur: kredi kartı bir borçlanma aracı değildir, sadece bir ödeme aracıdır. Yani paramız yoksa nasıl harcama yapamaz isek dönem sonunda ödeyemeyeceğimiz durumda da harcamadan kaçınmamız gerekiyor.

Durum hiç de öyle görünmüyor oysa. Kredi kartı borçlarımız aydan aya sürekli keskin bir şekilde artıyor. Şubat sonu itibarıyla ülkemizde kredi kartı olan kişilerin kredi kartı borçları toplamı 60 milyar TL'ye yaklaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre kıyaslandığında %33, yani üçte bir oranında bir artışa tekabül ediyor bu oran. Mevduat artışının aynı dönemde %11'de kaldığını hatırlarsak, bankacılık sektöründe son bir yılda %33'lük bir artış çok ciddiye alınması gereken bir oran..

Bir çok banka için kredi kartı en önemli gelir kalemlerinden biri haline geldi. Sadece yıllık kart ücretlerinden bir bankanın yüzlerce milyon TL para kazandığı bir durum söz konusu. Bankalar böylesine para kazandıkları bir ürünün pazarlamasında da inanılmaz agresifler.

Piyasadaki kredi kartı sayısı 55 milyona yaklaştı. 2011 sonu itibarıyla en çok kredi kartı olan ilk üç banka ve kart adetleri şöyle: Yapı Kredi 9,7 milyon adet, Akbank 9,5 milyon adet, Garanti 9,4 milyon adet. Her bir karttan yıllık 50 TL ücret alındığını hesaplarsanız kabaca, 400 milyon TL'nin üzerinde bir gelir görürsünüz bu her bir banka için..

Kredi kartı, doğru bankadan alınmış ise ve doğru kullanılır ise güzel bir ödeme aracıdır. Yanlış kullanıldığında ise çok acı sonuçlar doğurur. En azından temelde şunlara dikkat edilmelidir:

Kredi kartını doğru bankadan alın. Kart basım ve her ay ekstre gönderim maliyeti vb için yıllık 5 -10 lira makul bir ücrettir. Ancak bireysel bir kredi kartı için yıllık 60 lira 70 lira olan kartları tercih etmeyin. Yıllık ücreti olmayan, makul bir ücret talep eden yahut ekstreyi e-mail ile alıp her ay basılı zarf içinde ekstre istemez iseniz kart ücreti almayan bankaların kredi kartlarını araştırıp bunları değerlendirin.

Puan bonus vs odaklı olmayın çok fazla. Bunlar harcamayı teşvik eden tüketicileri gıdıklayan pazarlama promosyonları. Kredi kartını, sizi yanınızda nakit taşımaktan kurtaran bir araç gibi görün.

Taksitlerden mümkün mertebe kaçının. Hiç olmazsa taksitleri kısa tutun. Kullanım ömründen fazla sürede taksitle mal almanın bir alemi yok.

Kredi kartından nakit çekimden ateşe dokunmaktan çekinir gibi çekinin. (Oysa geçen sene 95 milyon kez nakit çekme işlemi yapıp 25 milyar TL para çektik kredi kartlarından)

Ay sonunda hepsini ödeyemeyeceğiniz tutarda harcama yapmayın. Ay sonunda bin lira ödeyebileceğim ama şu tatile de gideyim hele, 1500 lira olsun borç, geri kalanını da sonra öderim derseniz kredi kartı borcu sarmalına girer çıkamazsınız.

Doğru kullanıldığında güzel bir ürün, doğru kullanalım canımız yanmasın.