25 Haziran 2024 Salı

Geçen sene yastıkaltına 287 ton altın yatırdık...

"Yastıkaltı Altın" kulağa efsane gibi gelen ama karşı karşıya kaldığımız bir gerçek. "Yastıkaltında 5 bin ton altınımız var, bunu ekonomiye kazandırmamız lazım" söylemi ilk kez 1992 yılında dönemin başbakanı Tansu Çiller tarafından dile getirilmiş. Miktarı konusunda değişik tahminler olsa da yastıkaltı altınlar yıldan yıla önemini artırıyor, çünkü her sene bu atıl altınların miktarı artıyor. 2023 için yaptığım hesaplamada 287 ton daha altın sadece 1 yılda yastıkaltına gitti. 

Tasarruf miktarımızın resmi verilere yansıyandan çok daha yüksek olduğuna inanıyorum, ama tasaruflarımız kayıtdışı olduğundan maalesef bir kenarda atıl olarak beklemekte. Ekonomimize yapılacak en büyük iyiliğin gözyumulan kayıtdışılığın sonlandırılması olduğuna cânı gönülden inanıyorum. Asgarî ücret kazanıp (!) 20 bin lira kira verip ayda 20 bin liradan aşağıya düşmeyen kredi kartı ödemeleri, yanında çalıştırdığı tezgahtarın maaşından kesilen vergiden daha az vergi veren patronlar vs hepimizin bildiği ama hiç kimsenin düzeltmeye girişmediği şeyler.

Hesaplamanın yöntemi: Madenlerden çıkardığımız altın miktarına (36 ton) ithal ettiğimiz altın miktarını ekleyip (319 ton) ülkeye o sene giren altın miktarını buluyoruz (355 ton). Bu miktardan ihrac edilen kısmı düşünce (68 ton) net olarak elimizde kalan altın miktarına ulaşmış oluyoruz: 287 ton.



Altın ithalat verilerine BİST'ten ulaşabilirsiniz: https://borsaistanbul.com/dosyalar/kmtp/veriler/ith_au.pdf

Altın İhracat verilerine TÜİK Dış Ticaret verilerinden ulaşabilirsiniz: https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=Dis-Ticaret-104

   
   

24 Haziran 2024 Pazartesi

Altına talep düştü...


Darphane, sadece gelen talebe göre üretim yapan (Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı) bir kuruluştur. Dolayısıyla Darphane'nin geçmiş zamanlardaki üretim miktarı verilerine bakarak yurtiçindeki altın talebi hakkında fikir beyan etmek mümkündür. Bir adım daha ileriye götüreyim; yurtiçi altın talebinin seyri ve şiddeti hakkında en güzel bilgiyi Darphane altın üretimi verilerinden okumak mümkündür. 

Altına yatırım yapanların büyük bir kısmı bu yatırımı fiziki altınlar vasıtasıyla yapmakta, fiziken yapılan bu yatırımın ise önemli bir kısmı çeyrek, yarım, ata vb gibi darphane altınları vasıtasıyla olmaktadır (Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı bir kuruluşun kayıtdışı/yastıkaltı tasarrufu beslemesindeki abeslik de ne müthiş..)

Grafikteki veriler, özetle, bize epeydir devam eden fiziki altına talebin frenlendiğini gösteriyor. Cari açıkla mücadelede yumuşak karnımız olan altın ithalatı zaten kısıtlanmış durumda ama talebin düşmesi bu mücadelede ekstra bir rahatlık sağlamıyor değil. 

Altın yatırımcısının altına talebini fiziki altından fiziki olmayan formatlara (bankalardaki altın hesaplar, bono vs) dönüştürmek gerekiyor. Fiziki altın esas olarak takı mücevherat sektörü tarafından talep edilen bir ürün olmalı. Yoksa kısıtlı dolarlarımızı vererek yurtdışından tonlarca yatırımlık altın getirmenin ve daha da kötüsü bu altınları evlere işyerlerine istiflemenin verimli bir tasarruf şekli olmadığı açık... 

Darphane üretimi hakkında kaynak: https://www.darphane.gov.tr/cumhuriyet-altini

14 Haziran 2024 Cuma

Altın ithalatı rayına oturdu...


Mayıs ayında 11.835 kg altın ithalatı gerçekleşti. Aylık 12 ton ithalat kotası aynen devam ediyor. Altın şu an kiloda, 'sadece' 900 USD daha pahalı yurtdışına göre.(Kiloda 6 bin USD farkı görünce bu gözler, 900 USD elbette "sadece" oldu). Mevduat faizlerinin cazibesine kapılanların çekilmesiyle fark epey azaldı...

İthalat serbest olsa bu fiyat farkı hala getiri için oldukça cazip. Ne yapıp etmeli, yatırımlık altına talebi fizikiden mümkün olduğunca kaydiye çevirmeliyiz. 

11 Haziran 2024 Salı

Altın'a pasaport geliyor...

Satın aldığınız altın, Afrika'da kayıt dışı bir "maden"den 
(ASGM, Artisanal and SmallScale Gold Mining), çocuk işçiler içler acısı koşullarda çalıştırılarak çıkarılmış, türlü taklalar attırılarak bilindik bir marka ile raflarda yerini almış bir altın olabilir. 

"Dubai Altını" hakkında yazdığım yazıda da belirttiğim gibi, altın, kara para aklamayla ve terörizmin finansmanı ile mücadele edenlerin başlıca takip alanındaki ürünlerden biri. Bu mücadeleyi kolaylaştırmak ve pek çok ahlaki sorunun önüne geçebilmek amacıyla fiziki altına pasaport çıkarılması, külçeye bir kimlik atanıp piyasada dolaşımının her adımının takip edilebilmesi çalışmalarına yaklaşık 2 yıldır devam ediliyor. Altın denince akla ilk gelen kurumlar olan LBMA (Londra Külçe Piyasaları Birliği) ve WGC (Dünya Altın Konseyi) blockchain teknolojisi yardımıyla şimdilik sadece "large bar" tabir ettiğimiz 12,5 kiloluk altın külçeleri, ilk çıktığı kaynağından, madenlerden nihai alıcıya kadar dijital olarak izliyor. Sistemde madenler, rafineriler ve altın lojistik firmalarından dünya çapında önde gelen markalar yerini almış durumda...

Hemen her sektörde küresel oyuncu olabilmenin koşulları sıkılaşıyor. Altın sektöründe de bu konuya verilen öneme bakılırsa, önümüzdeki yıllarda bu grubun dışında kalacak şirketlerin ticaret alanı sadece yerel pazarlar olacak gibi görünüyor.

  

6 Haziran 2024 Perşembe

Altın'da Mayıs Raporu

Dünya Altın Konseyi Mayıs 2024 Altın Piyasası raporu yayınlandı. Rapordan aldığım notlar:

  • Altın fiyatları bu ay tarihi rekorunu kırdı. Mayıs ortasında 2.427 USD/ons (kilosu 78.030 USD) ile tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü.
  • Bu rekorun sebebi neydi peki? Dolar endeksi gerilemeye başladı, önemli, ama asıl sebep merkez bankalarının alımları…
  • Altının 5 ayda en çok getiri sağladığı para birimleri: Yen (%26), TL (%23) ve İsviçre Frangı (%21)
  • Dolar endeksi 2024’te ilk kez düştü, yılın geri kalanında bu durum devam edecek gibi görünüyor. Yani? Altın değerlenebilir.
  • Doların güçlü olduğu zamanlarda bunu umursamayarak çılgınlar gibi altın alan Asyalı yatırımcılara, doların zayıflamasıyla bir de Batılı yatırımcılar eklenirse? Altın coşabilir.
  • 1971’den bu yana incelendiğinde, Dolar endeksinin %10 düştüğü 6 aylık dönemde, altın ortalama %14 dolar bazında artmış..

Bankacılıkta şube sayıları azalıyor, personel sayısı artıyor

Bankacılık sektöründe Nisan sonu itibarıyla yaklaşık 11 bin şube ve 209 bin personel mevcut. Trende bakıldığında:

  • 2015'ten bu yana şube sayısı sürekli azalıyor. Şube ve personel sayısının en keskin düşüş yaşadığı yıl 2016 (15 Temmuz)
  • 2021'e kadar hem şube hem de personel sayısı azalıyor iken, sonrasında şube sayısı azalmaya devam etmesine rağmen personel sayısı artmaya başladı,
  • 2021 sonrasında şubeler 164 adet azalırken, personel ise 8 bin kişi arttı.
Hülasa, teknoloji ile entegre olma kabiliyeti en yüksek sektörlerden biri olan bankacılık, Covid-19 döneminde test etmek zorunda kaldığı şubesiz bankacılığı sevdi. BDDK, geçtiğimiz iki senede 4'ü katılım bankası olmak üzere 7 dijital bankaya faaliyet izni verirken, bu sene de 1 dijital katılım bankasına kuruluş izni verdi.

Velhasıl, bankacılıkta şube sayıları azalıyor, personel sayısı artıyor...

Detaylar için: 
BDDK Bankacılık Sektörü Verileri https://www.bddk.org.tr/BultenAylik/

Göz alıcı olmadığının farkındayım, ama aşağıdaki grafiği düzenlediğim excel verilerini yüklediğim ChatGPT yaptı, minnettarım :)

 


4 Haziran 2024 Salı

Son Zamanların En büyük Artışı: Nisan'da 8 ton Altın ...

Nisan ayında bankalardaki altın hesaplara yaklaşık 8 ton altın girişi gerçekleştiğini gördük. 

  • Bu miktar bir artış son 1 yılda hiç görmediğimiz kadar büyük bir artış
  • Bankacılık sistemindeki 468 ton altının değeri yaklaşık 36 milyar USD, toplam mevduatın yüzde 7,2'si altın oldu 
  • Bankalardaki altın hesapları olmasaydı, bu miktardaki altının yatırımcılar tarafından fiziken talep edileceğini söyleyebiliriz.
  • Fiziki altın talebi demek yurtdışından altın getirtmek-yurtdışına dolar göndermek demek, cari açığın artması demek. Altın hesapların, fiziki altına talebin -ölçemediğimiz- bir kısmını karşılamak gibi çok kritik bir işlevi var.
  • Bankalara "Altında alım satım arasındaki marjları açın" demek, altın talebini bankalardan alıp fiziki altına-yastıkaltına sevketmek demekti...  Bankaların, alım-satım arasındaki marjlarını fırtına öncesi seviyelerine çekmelerine müsaade etmekte bir mahzur görünmüyor artık