“Beğenmediğimiz” 90’ların sağlık sisteminde
sabahın köründe kalkar, muayene olmak istediğimiz hastaneye-bölüme gider
hastalar olarak kendi aramızda ilk gelen-sıraya girer usulü listemizi yapardık.
Mesai başlar, doktorlar gelir, o listedeki hastaları muayene ederdi, ilacımızı
alıp eve dönerdik.
Şimdi MHRS denen sistemden randevu almaya
çalışıyoruz ama randevu yok...
Çocuk: yok!
Cildiye: kim kaybetmiş?
Kulak Burun Boğaz: ne münasebet!?
Göz: haddinizi aşıyorsunuz!!!
Devasa hastane binaları var ama randevu yok.
Randevu aramakta çok ısrarcı olursanız da MHRS
denen sistem sizi blokluyor, “bu kadar çok arama hayatın olağan akışına aykırı”
açıklamasıyla.
Asgari ücretlinin o mütevazi maaşından dahi her ay
-gelir vergisini geçtim- SGK’ya her ay 3 bin liraya yakın para ödeniyor.
Ama bu primlerin karşılığı devlet hastanelerinden
randevu alamayıp bir şekilde özel hastanelerin kucağına itiliyoruz.
Randevu yokluğu gündemde kalmıyor, sağlıkta da her
şey yolunda imiş gibi yapıp hayatımıza devam ediyoruz…
Hayırlı haftalar cümleten…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder