Türkiye Today’ın sitesinde, önemli değerdeki altının Türkiye’de neden yastıkaltında tutulduğunu sorgulayan bir yazı yayımlandı. https://www.turkiyetoday.com/business/explained-why-turkiye-keeps-311b-worth-of-gold-under-pillow-3203406 Konu hakkında kalem oynatan biri olarak özet görüşlerimi önem derecesine göre 3 madde halinde belirtmek isterim.
1. Finansal okur yazarlığımız düşük. Altına kaydi olarak sahip olma fikrini benimsemekte zorlanıyoruz. Bu durumun Z kuşağı ile birlikte değişeceğini tahmin ediyorum. 50 yaş üstünden yukarıya doğru uzaklaştıkça teknoloji kullanımı zayıflıyor, klasik usullerde yatırıma yönelim artıyor. Z kuşağı ve sonrası para kazanıp birikim yapmaya başlar hali geldikçe uygun ortam sağlandığı takdirde yatırımlarında yastıkaltından uzaklaşabilirler.
2. Finansal sisteme güvenimiz zayıf. Yakın tarihimizde finansal kurumlarla ilgili acı tecrübeler hafızalardan silinmedi (İmarbank, İhlas Finans..). Ekonomimiz çalkantılı, kurallar yatırımcı ve finansal kuruluşlar bazında çok sık değişiyor. Vergi yok iken bankaya yatırdığımız varlığımızı çekmek istediğimizde vergi ile karşılaşabiliyoruz. Bugün binde 2 olan altın vergisinin yarın yüzde 2 olmayacağının hiçbir garantisi yok…
3. Kaydi sistem dezavantajlı. Altın, sistemdeki oyuncular tarafından yatırımcı açısından cazip bir şekilde yönetilmiyor. Altın –çoğu kurumdan- fiziki alınamıyor, Altın Transfer Sistemi diye bir sistem neredeyse teoride kaldı, başka bir kuruma transfer edilemiyor, altını alırken de satarken de fiziki piyasaya göre dezavantajlı fiyatlar var, piyasada 1 gramdaki alım satım farkı 10-15 TL iken bankalarda 100-150 TL! Altın fonlarda vergiler, yönetim kesintileri kardan kesiliyor…
Yastıkaltının en önemli sebeplerinin bu 3 madde kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Bu maddelerdeki iyileşme kültürel ve diğer yan sebepleri de hafifletecektir.