19 Aralık 2023 Salı

Yılın Kişisi...


Time dergisinin 1927'den beri her sene seçtiği "Yılın Kişisi" bu sene 1989'lu (Şarkıcı) Taylor Swift... 

Daha önceleri dünyayı politik açıdan etkileme gücü en fazla olan kişiler (Amerikan başkanları, Rus/Sovyet liderler, Papalar...) yılın kişisi seçilirken artık etkileme gücünün politikten ziyade sosyal kültürel alana kaymış olması dikkat çekiyor. 

Orta yaş (1970’liler) ve öncesi, bu tür seçimleri anlamakta zorlanıyor; anlaşılır bir şey çünkü değişim o kadar hızlı ve güçlü ki, adapte olmak kolay değil. Basit bir örnek: The Economist’in yeni yaptırdığı ankette 18-29 yaş arası kişilerin %32’sinin gündemi TikTok’tan takip ettiği görülüyor. 

Yeni dönemin araçlarına tu-kaka demek, bunları geçici bir heves olarak görüp küçümsemek yerine bu araçlara hakim olmak şart. 

10 yıl içinde bir TikTok fenomeni Time’da Yılın Kişisi olursa şaşmamalı…


8 Aralık 2023 Cuma

Ata Lira hakkında...

 


Ata Lira’nın fiziki özellikleri nasıldır?

Bir yüzünde Atatürk portresi ve “HAKİMİYET MİLLETİNDİR- ANKARA” yazısı, diğer yüzünde TÜRKİYE CUMHURİYETİ, altı çizili 1923 tarihi ve 1923’ün altında bir sayı yer alır. 22 mm çapında 7,21 gram ağırlığındadır. Çeyrek, yarım, tam, 2,5’luk ve 5’lik olmak üzere beş çeşidi vardır. Ata lira denince birlik de denen 7,21 gramlık tam ata lira anlaşılır.

 

Üretimini kim yapar?

İstanbul Beşiktaş’ta yer alan T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından basılabilir. Devlet güvencesi altında basılmakta olup, standartları Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile belirlenmiştir ve sadece Darphane tarafından basılabilir.

 

Ata Lira alırken nelere dikkat edilmelidir?

Basım yetkisi sadece Darphane’de olmasına rağmen piyasada maalesef merdiven altı üretimle tıpkıbasımı yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Kuyumculuk piyasasında bu tıpkıbasım altınlara “ikinci” denmektedir ve kuyumcular tarafından dahi orijinallerinden ayırt edilmeyebilmektedir. İkinci tabir edilen bu altınlar tamamen sahte değildir, genelde içindeki altın miktarı olması gerekenden biraz daha azdır. Ağırlığının binde 916,6’sı saf altın olması gerekirken bu ikinci tabir edilen çeyrek altınlarda saf altın oranı binde 900 civarında olabilmektedir. Bu yüzden altın alımlarının güvenilir kuyumculardan ve platformlardan yapılması çok önemlidir

 

Eski tarihli ve yeni tarihli Ata liralar arasında bir fark var mıdır?

Hayır, üzerinde yazan ve üretim yılını işaret eden sayı haricinde, gramaj, ayar, saflık, ölçü vs hiçbir fark yoktur. Ata altını bozdururken eski ve yeni aynı tutardan bozulur.

 

Yılda kaç tane Ata Lira üretiliyor?

Darphane 2022 yılında 2,5 milyon adet tam Ata Lira üretti. 2023 yılının ilk 11 ayında ise 4,6 milyon oldu üretim. Darphane’nin üretimi kuyumculardan (yatırımcılardan) gelen talep üzerine olmaktadır. 

 

Ata liranın bir yüzündeki, altı çizili 1923 tarihinin altındaki sayı ne demektir?

Her sene 29 Ekim'den sonra Darphane tarafından yeni tarihli Ata Liralar üretilmeye başlanır. Altının üzerinde Cumhuriyetin kuruluş tarihi olan 1923 rakamı ve bunun altına da bir çizgi çekilerek “altının basılış tarihi Cumhuriyetin hangi yıldönümüne denk geliyorsa o yıl dönümünü ifade eden bir rakam” bulunur.

29 Ekim 1924'ten sonra 28 Ekim 1925'e kadar üretilen altınların üzerinde 1 yazar ve her sene artarak devam eder. 

Aşağıdaki tablo sizlere elinizdeki altının hangi sene üretildiğini açıklamış olacaktır. 



 



 

29 Eylül 2023 Cuma

Bizim aylık gelirimizin 5 katı, Amerikalı'nın aylık gelirinin %15'i...

iPhone, Amerika, Japonya, İngiltere gibi pek çok gelişmiş ülkede ciddi bir pazar payına ve üstünlüğe sahip. Dünya çapında en beğenilen marka demek abartı olmaz. iPhone'nun bazı ülkelerde pazar payında üstün olmamasının sebebi muhtemelen o ülkedeki insanların iPhone satın alma güçlerinin olmamasıdır...  

Apple'ın telefonunu alabilmek için maaşımızın ne kadarını vermemiz gerektiği, daha doğrusu maalesef gelişmekte olan bir ülke olduğumuzu hatırlayıp soruyu düzeltmek gerekirse "kaç aylık maaşımızla bir adet iPhone" alabileceğimiz verisi genel olarak ekonominin ve daha özelde gelir seviyemizin küresel ölçekte durumunu gözler önüne basitçe seren bir gösterge olmaktadır.

Türkiye'de lansmanı yapılan ilk iPhone modelinden başlayıp geçenlerde tanıtımı yapılan 15 modeline kadar olan süreçte iPhone fiyatları 600-800 dolar bandında gerçekleşti (son model telefonunun giriş seviyesindeki versiyonu).  Bu süreçte bu telefona en kolay ulaşabildiğimiz yıl 2013 oldu. Son modeli 15 için 5 aylık gelirimizi vermemiz gerekirken 2013'teki telefonuna aylık gelirimizin 1,9 katına ulaşabiliyorduk.

iPhone'un ABD'deki lansman fiyatına 1 aylık ortalama gelirimizle ulaşabildiğimiz nokta, orta gelir tuzağından çıkabildiğimiz, ekonominin düzlüğe çıktığı, nihayet nefes alabildiğimiz nokta olacaktır (Tahminim 2030'ların ilk yarısı)

Vergiler sonrası 1 aylık net geliri yaklaşık ortalama 6 bin dolar olan Amerikalılar ise aynı telefona 1 aylık gelirlerinin %15'ini ödeyerek sahip olabiliyorlar. (20 bin lira aylık geliri olan TC vatandaşının, gelirinin %15'ini 3 bin lirayı vererek iPhone alması...)

Tabloya tıklayabilirsiniz

Aylık Gelir: TÜİK, Vergiler Sonrası Kişi Başı Ortalama Gelir (Eşdeğer Hanehalkı Kullanılabilir Fert Geliri). 2022 ve 2023 Yazar'ın tahminidir.

Asgari Ücret: Yıl İçinde Zam gören Asgari Ücretin Yıllık Ortalaması Alınmıştır (2023: 8.506 TL + 11.402 TL) / 2 = 9.954 TL)

29 Ağustos 2023 Salı

Çeyrek altınla ilgili bir iki not...

Çeyrek altın nedir?

Çeyrek altın, İstanbul Beşiktaş’ta yer alan T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından basılan bir Cumhuriyet Altını türüdür. Cumhuriyet altınları devlet güvencesi altında basılmakta olup, standartları Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile belirlenmiştir ve sadece Darphane tarafından basılabilirler.

Çeyrek altın alırken nelere dikkat edilmelidir?

Çeyrek altın basım yetkisi sadece Darphane’de olmasına rağmen piyasada maalesef merdiven altı üretimle tıpkıbasımı yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Kuyumculuk piyasasında bu tıpkıbasım altınlara “ikinci” denmektedir ve kuyumcular tarafından dahi orijinallerinden ayırt edilmeyebilmektedir. İkinci tabir edilen bu çeyrek altınlar tamamen sahte değildir, genelde içindeki altın miktarı olması gerekenden biraz daha azdır. Ağırlığının binde 916,6’sı saf altın olması gerekirken bu ikinci tabir edilen çeyrek altınlarda saf altın oranı binde 900 civarında olabilmektedir. Bu yüzden altın alımlarının güvenilir kuyumculardan ve platformlardan yapılması çok önemlidir.

Çeyrek altının özellikleri nelerdir, çeyrek altının içinde ne var?

Orijinal Darphane üretimi çeyrek altının özellikleri şunlardır:

*22 ayardır,

*Kulpsuz ağırlığı 1,754 gramdır. Darphane tarafından kulpsuz üretilir, sonradan atölyelerde kulp takılır,

*Kulplu ağırlığı
1,81 gramdır

*ağırlığının binde 916,6’sı kadar saf altın içerir; yani ağırlığı 1,754 gram olan 1 adet çeyrek altının içinde 1,608 gram saf altın bulunur, gerisi ise bakır ve gümüştür,

*18 milimetre çapındadır.

Eski çeyrek altın ile yeni çeyrek altın arasındaki fark nedir, yeni çeyrek altın neden daha pahalıdır?

Eski çeyrek altın ile yeni çeyrek altın arasında üretim yılı haricinde hiçbir fark yoktur. Aynı ayarda, aynı ağırlıkta ve aynı kalitededir; tek fark üretim yılıdır. Yeni çeyrek altınlar her sene başında üretilmeye başlar, 31 Aralık’a kadar üretim devam eder. Yıl içinde basılan tüm çeyrek altınlar 1 Ocak itibarıyla artık eski çeyrek altın olarak işlem görür. Çeyrek altının 2020 üretimi olmasıyla 2023 üretimi olması arasında bir fark yoktur. Fiyat farkının sebebi, bazı yatırımcıların altın alırken en son üretilmiş altını tercih etmelerinden kaynaklanan bir talep fazlasıdır.

Yılda kaç tane çeyrek altın üretiliyor?

Darphane 2022 yılında 10 milyon 607 bin adet, 2023 yılının ilk yarısında ise 11 milyon 14 bin adet çeyrek altın basmıştır. Darphane’nin üretimi kuyumculardan (yatırımcılardan)  gelen talep üzerine olmaktadır.  

Çeyrek altın kaç lira?

Altın fiyatları anlık olarak sürekli değişmektedir. Has altın fiyatı 1,608 ile çarpılarak üzerine işçilik ücreti konulur ve bu fiyat üzerinden satılır. Kuyumcuya bozdurmak için götürdüğünüzde ise işçiliksiz fiyat üzerinden işlem görür, yani bozdururken eski çeyrek ile yeni çeyrek arasında fark yoktur.

22 Ağustos 2023 Salı

Alışveriş platformlarına acilen müdahale edilmeli...


Yazının özü: Trendyol, HepsiBurada vb gibi pazaryeri tabir edilen platformların satıcılardan aldığı komisyonlara acilen müdahale edilmeli ve bir üst sınır getirilmeli. Rekabet Kurumu göreve… 

Evvelen, bazı hap bilgiler: 2021 yılında, dünyadaki e-ticaret cirosunun 5 trilyon doları aştığı hesaplanıyor, Türkiye’nin ekonomik büyüklüğünün yaklaşık 5 katı gibi muazzam bir tutar. Türkiye’de de internet üzerinden satış yapan firma sayısı artıyor: 2019’da 68 bin; 2022’de 548 bin… İnternet satışlarının Türkiye’deki genel ticaret içindeki payı: 2019’da yüzde 9.7, 2020’de yüzde 15.7 ve 2021’de yüzde 17.7 olarak hesaplanmış. 

Sâniyen, problemi masaya yatıralım. İnternet üzerinden satış yapmak, artık olmazsa olmaz. Alışverişin önemli bir kısmı internet üzerinden yapılan alışverişe dönmüş durumda ve bu durum yıldan yıla artmakta. Ancak bu işe niyetlenen firmaların müşteriler nezdinde en büyük handikapları güvenilirlik. Bu sorunu da Trendyol, Hepsiburada, Amazon vb. gibi pazaryerlerine girerek ve satışlarını bu platformlar üzerinden yaparak aşıyorlar. Güvenilirlik sorununu aşmasına aşıyorlar lakin bu sefer de korkunç bir durumla karşılaşıyorlar:  platformların %30'a varan komisyon aldıkları sektörler ürünler var ki, el insaf. Satış bedelinin üçte birini, dörtte birini vs bu devasa platformlara vermek zorunda kalan ve üstüne üstlük satışını yaptığı ürünün bedelini de 30-40 gün sonra alabilen küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin varlıklarını devam ettirebilmeleri mümkün değil.  "Neden bu platformlarda yoksunuz" sorusuna verilen en yaygın cevap "yüksek komisyon oranları".

Hülâsa: “Efendim serbest piyasa, karışmak doğru değildir” denmemeli, bizim gelişmiş değil; gelişmemiş, pardon, ‘gelişmekte olan’ bir ülke olduğumuz hatırdan çıkarılmayıp ilgili devlet kurumu göreve çağırılmalıdır. E-ihracat, üreticiden tüketiciye direkt satış, kayıtlı ticaret, kırsal kesimde kalkınma gibi pek çok konu hakkında fevkalade önemli olan bu durumla alakalı ivedi çözüm üretilmelidir. 

Hamiş: Veriler İTO Yayınlarından çıkan “Reel Sektörün Dönüşümünde E-Ticaret ve E-İhracat” yayınındandır https://online.fliphtml5.com/kkfkn/fasx/#p=1

10 Ağustos 2023 Perşembe

Çıkar çatışmasına ne çare olur...

 


Geçenlerde Doğuş Oto Esenyurt’ta yaşadıklarım “Şirket ile çalışan arasındaki çıkar çatışması” konusunda ders niteliğinde idi. 

Aracımı servise bırakacağım esnadaki servis danışmanı, aracın not aldığım ve tamir ettirmek istediğim eksikliklerini ısrarla yaptırmak istemiyor, ‘parça var mı bilmiyorum bakmak lazım, tamiri uzun sürer bunun ama..’ gibi argümanlarla nihayet beni pes ettiriyor ve sadece rutin bakım anlaşması yaptırıp rahat bir nefes alıyordu.

Şirket-çalışan çıkar çatışması” dendiğinde ilk akla gelen konulardan biri çalışanın yolsuzluk yaparak kendine maddi çıkar sağlaması olarak anlaşılabiliyor. Bu konuda da töhmet altında kalanlar ilk etapta satın almacılar olarak öne çıkıyor ama iş hayatının bir gerçeği, her bir çalışan şirketi ciddi anlamda:

- finansal yahut itibari kayba sokabilecek işlemler yapabilir, zarar verebilir,

- elde edilmesi muhtemel gelirden mahrum bırakabilir.

Peki bunun önüne nasıl geçilebilir?

Çalışanın, işi sahiplenmesi için yüksek maaş, güzel yan haklar ve görkemli ünvanlar vermek yeterli midir?

Maaşlı çalışanların işlerini kendi işleri imiş gibi görüp sahiplenmeleri için Kodak ve Procter & Gamble gibi şirketlerin 100 seneden uzun bir süredir uygulamaya başladığı ve Amerika’da sık karşılaşılan bir uygulama “hisse sahipliği”. Ancak bu, genellikle üst yönetim için yapılan bir uygulama olarak öne çıkıyor ve şimdilerde daha alt düzeydeki çalışanlar için de genişletilip genişletilmemesi yönünde “sesli düşünülüyor”.

Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için daha basit bir seçenek, şirket net karının önceden belirlenmiş belirli bir kısmının çalışanlara yine önceden belirlenmiş yüzdelerle dağıtılmasıdır.

“Mayası kötü” olan çalışana karşı ne yapılırsa yapılsın çare yok ama, dürüst çalışanları motive edip şirket performansını artırabilmek için maaşın yanı sıra başka alternatifler düşünülmesinde fayda var...

19 Haziran 2023 Pazartesi

Doktor mutsuz, hasta mutsuz, eczacı mutsuz…

 

“Beğenmediğimiz” 90’ların sağlık sisteminde sabahın köründe kalkar, muayene olmak istediğimiz hastaneye-bölüme gider hastalar olarak kendi aramızda ilk gelen-sıraya girer usulü listemizi yapardık. Mesai başlar, doktorlar gelir, o listedeki hastaları muayene ederdi, ilacımızı alıp eve dönerdik.

Şimdi MHRS denen sistemden randevu almaya çalışıyoruz ama randevu yok...

Çocuk: yok!

Cildiye: kim kaybetmiş?

Kulak Burun Boğaz: ne münasebet!?

Göz: haddinizi aşıyorsunuz!!!

Devasa hastane binaları var ama randevu yok.

Randevu aramakta çok ısrarcı olursanız da MHRS denen sistem sizi blokluyor, “bu kadar çok arama hayatın olağan akışına aykırı” açıklamasıyla.

Asgari ücretlinin o mütevazi maaşından dahi her ay -gelir vergisini geçtim- SGK’ya her ay 3 bin liraya yakın para ödeniyor.

Ama bu primlerin karşılığı devlet hastanelerinden randevu alamayıp bir şekilde özel hastanelerin kucağına itiliyoruz.

Randevu yokluğu gündemde kalmıyor, sağlıkta da her şey yolunda imiş gibi yapıp hayatımıza devam ediyoruz…

Hayırlı haftalar cümleten…

5 Haziran 2023 Pazartesi

"Araba giderken de senindi dönerken de senin, peki biz bu kadar b.ku neden yedik?”


Malum hikaye; maraba ile ağa, ağanın arabasıya kasabaya gidiyorlar. Yolun yarısında, arabayı çeken hayvan patır kütür yola pisliyor. Ağa marabasının arabada gözü olduğunu biliyor. “Üle Haso! Şu b.ku yersen, arabayı sana verecem” diyor. Bizimki bir an düşünüyor, kararını veriyor,  taze at pisliğini yiyor. “Tamam”, diyor ağa “araba senin” Bizimkinin midesi dönmüş, gururu çiğnenmiş, kendinden iğreniyor. Ağa ise bir dakikalık bir eğlence uğruna arabasından olduğuna pişman, kendi budalalığına yanıyor. 

Dönüş yolunda ikisinin de ağzını bıçak açmıyor, ikisi de kurdukça kuruyorlar. Tam marabanın pislik yediği noktaya geldiklerinde ağa dayanamıyor; “Üle Haso! Bir halt ettim, şaka uğruna araba elden gitti, b.k yemenin ederini vereyim, arabayı geri alayım.” Memo’nun genzinde, ağzında, yüreğinde, öfkesinde hâlâ pislik tadı var. “Olur Ağam” diyor, “olur ama bir şartla: sen de aha şu kalan kurumuş b.kları yiyeceksin ki ödeşelim.” Ağanın gözü kararmış, iniyor bir miktar pislik de o yiyor. 

Çiftliğe yaklaşırlarken, Haso düşünceli, kederli soruyor: “Ağam, araba giderken de senindi dönerken de senin, peki biz bu kadar b.ku neden yedik?”

Ortodoks politikalar izleyen Mehmet Şimşek türlü türlü laflar edilerek görevinden alınmıştı 2015'te, ki dolar 2,87 enflasyon %8,10 (aylık değil yıllık!) idi. 

Bu ekip işi bilmiyor deyip sonraki ekiplerle geldiğimiz nokta ortada. 

Şimdi yeniden Şimşek, yeniden ortodoks  politikalar.. 

E biz bu kadar....

2 Haziran 2023 Cuma

28 yaşında CEO mu olurmuş!


Geçtiğimiz günlerde Agathe Monpays isminde genç bir kadın, evet 28 yaşında, Fransa’nın büyük firmalarından birine CEO olarak atandı.

Alelade bir firma değil sözkonusu firma, 30 bin çalışanla yıllık 10 milyar € ciro yapan Leroy Merlin.

Ülkede bu atama büyük yankı uyandırdı. Tahmin edilebileceği gibi, “Agathe’nin şirket sahibi aile ile ilişkileri iyidir de bu sebeple bu göreve atanmıştır, yoksa bu yaşta birinin böylesi bir göreve getirilmesi imkansız” görüşünü dillendirenlerin sesi epey  gür çıktı. Firma ise yeni atanan CEO’nun, şirkette başarılı geçen 7 yılının ardından tamamen liyakat esasına göre bu göreve getirildiği açıklandı.

CEO yaş ortalaması yıllardan sonra ilk kez düşmeye başladı ve 56 olan yaş ortalaması 53’e geriledi. Yeni atanan CEO’lar, Agathe kadar olmasa da, genç yaştaki çalışanlardan seçilecek ve yaş ortalaması daha da düşecektir.

Bunun en önemli 2 sebebi var. İlki, 3 harfliler, artık işi yapan ekiple “takım” olmak zorunda, CEO da ekibin bir parçası olmalı, takımın içine girip ekiple birlikte işlerin bir ölçüde parçası olmalı. Yaşı ileri olan (60+) yöneticilerin çalışma kültürü, genç nesil ile uyumlu bir takım halinde çalışmaya çok uygun olmuyor genelde. 

İkincisi, müthiş bir teknolojik dönüşüm yaşanıyor ve yaşanacak. Yaşı ileri CEO’ların güncel teknolojiyi ıskalama ihtimali şirket hissedarlarını korkutuyor. Yapay Zeka’nın konuşulduğu bir zamanda akıllı telefonunun temel özelliklerini dahi kullanamayan bir profilin şirketleri bu dönüşüme adapte edip edemeyeceği riskini göze almak istemiyor hissedarlar.

20’li yaşlarda CEO atamak çok iddialı olsa da şu bir gerçek, CEO yaşları hızla gençleşecek. 

1 Haziran 2023 Perşembe

Yapay Zeka ile soluklanır mıyız?

“1970’lerde günde 20 saate yakın çalışırdım, şimdiyse (sene 1984) 3-4 saatte işim bitiyor”

40 küsür müşterisi olan Amerikalı muhasebeci Don Jackson’ın bilgisayar öncesi ve sonrası iş hayatını kıyasladığı bir cümlesi.

Bilgisayarla (excel benzeri bir programla) tanıştıktan sonra daha az çalışmaya başladı, teknoloji O’na sevdiği şeylere daha fazla zaman ayırmasına imkan sağladı.

Teknoloji iş hayatımızı kolaylaştırıyor, 1980’lerden bu yana muhteşem gelişmeler oldu.

Şu an kullandığımız cihazlarla bunlar olmadan günler sürecek işler saatler içinde, saatler sürecek işler ise dakikalar içinde yapılabiliyor.

Peki bu süratten arta kalan zamanla ne yapılıyor?

Bu “ilave zaman” günümüzde çalışanların özel hayatlarına nasıl bir katkıda bulunuyor?  

1980’lerden bu yana iş günleri aynı, çalışma saatleri aynı.

Tasarruf edilen zaman daha çok çalışmak için kullanılıyor…

‘Yapay Zeka’nın konuşulduğu günümüzde işlerin nasıl da kolaylaşacağı, “eskiden” uzun zaman isteyen araştırmaların kısa bir zamanda sonuçlanacağı anlatılıyor.

Ne dersiniz, yapay zeka’yı çalıştırıp insanlar biraz soluklanırlar mı, yoksa yapay zekadan elde edilen zaman, daha da çok çalışmak için mi kullanılır…

Ömrümüz yeterse yaşayıp göreceğiz…   

 

25 Mayıs 2023 Perşembe

Altın hala mı güvenli liman?

Altının güvenli bir liman olup olmadığı zaman zaman sorgulanır. Bunun teyit edilmiş en güncel cevabı: “evet altın en güvenli limandır”.

Amerika’daki borç krizi tereddütleri sonrası piyasalar dolar harici güvenli liman arayışındalar. Ve bilin bakalım dolardan kaçan profesyonel ve amatör yatırımcıların ilk tercihi hangi yatırım enstrümanı; evet altın.

Bloomberg araştırmasında profesyonel yatırımcıların %52’si, amatör yatırımcıların ise %46’sı açık ara ilk tercihlerinde altını seçiyorlar. (ikinci sırada %14 ve %15 ile hazine kağıtları geliyor).

Zaman zaman demode bir yatırım aracı olduğuna dair değerlendirmelere rastlasak da binlerce yılın gerçeği şu ki altın felaket zamanlarının en güvenilir limanıdır. Son gelişmelerde de bu açıkça teyit ediliyor.

Türkiye’de de pandemi dönemine ilişkin yapılan bir araştırmada da en çok tercih edilen enstrümanın altın olduğu sonucuna ulaşılmıştı.

Son dönemdeki ilginçlik ise şu; enflasyon/faiz odaklı getiri sunan menkul kıymetlerin getiri oranı ile altın fiyatları arasındaki ters ilişkinin kırılmış olması. Faizli enstrümanların getirisi yükselirken yatırımların buraya kayması beklenirken altına olan talep de artıyor.

Velhasıl, binlerce yılın güvenli limanı altın hala krizlerde kaoslarda sığınılacak ilk liman olma özelliğini muhafaza ediyor.

10 Mayıs 2023 Çarşamba

Uçaklarla gelen altın, katırlarla mı gelecek?

Serbest piyasada 1 gram altın fiyatının 1.401 lira olduğu andaki Merkez Bankası’nın ilan ettiği (altının uluslararası piyasalardaki dolar/ons fiyatına göre bizde de olması gereken) fiyat 1.280 lira (10 Mayıs 2023, Saat: 12:00).

Televizyonlarda altının gramını 1200 küsürlerde gören vatandaş kuyumcuya gidince 1400’leri duyunca büyük karmaşa yaşanıyor haliyle.

Bu korkunç farkın 2 temel sebebi var.

İlki, altına müthiş bir talep var. TCMB, nette 30 ton altın satın alarak Singapur ve Çin’in ardından bu yılın ilk üç ayında en çok altın satın alan 3. Merkez bankası oldu dünyada. Özel sektörün, bireylerin altına talebi ise çok daha fazla oldu. Şimdiye kadar hiç görülmemiş bir şekilde Türkiye’nin altın ithalatı 150 tona ulaştı bu üç aylık dönemde.

Farkın ikinci sebebi ise bunca talebe rağmen altın ithalatının “fısıltıyla” yasaklanmış olması. Son 6 ayda yurtdışından ortalama ayda 50 ton altın getiriliyordu. Ancak cari açığa olumsuz etkisi sebebiyle altın ithalatı yapan firmalara altın ithalatı yapmamaları “söylendi”.  Geçtiğimiz ay bu sebeple altın ithalatı 2.8 tonda kaldı.

Altına olan talep rekorlar kırarken, ithalatı yasaklanarak arzı kısıtlandı.

Sonuç, altın olması gereken fiyatın ~%10 üzerinde fiyatlanmaya başlandı.  

Bu ithalat yasağı devam ederse muhtemelen 80’lerdeki gibi dağlardan bayırlardan katırlarla kaçak altın getirilmeye başlanabilir.

Olmaz demeyin, yurtdışından 1 kg altın alıp bunu Türkiye’ye getirerek yapılan satışın brüt karı kiloda 2500-3000 dolar gibi çok ciddi seviyelerde…