29 Ağustos 2023 Salı

Çeyrek altınla ilgili bir iki not...

Çeyrek altın nedir?

Çeyrek altın, İstanbul Beşiktaş’ta yer alan T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından basılan bir Cumhuriyet Altını türüdür. Cumhuriyet altınları devlet güvencesi altında basılmakta olup, standartları Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile belirlenmiştir ve sadece Darphane tarafından basılabilirler.

Çeyrek altın alırken nelere dikkat edilmelidir?

Çeyrek altın basım yetkisi sadece Darphane’de olmasına rağmen piyasada maalesef merdiven altı üretimle tıpkıbasımı yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Kuyumculuk piyasasında bu tıpkıbasım altınlara “ikinci” denmektedir ve kuyumcular tarafından dahi orijinallerinden ayırt edilmeyebilmektedir. İkinci tabir edilen bu çeyrek altınlar tamamen sahte değildir, genelde içindeki altın miktarı olması gerekenden biraz daha azdır. Ağırlığının binde 916,6’sı saf altın olması gerekirken bu ikinci tabir edilen çeyrek altınlarda saf altın oranı binde 900 civarında olabilmektedir. Bu yüzden altın alımlarının güvenilir kuyumculardan ve platformlardan yapılması çok önemlidir.

Çeyrek altının özellikleri nelerdir, çeyrek altının içinde ne var?

Orijinal Darphane üretimi çeyrek altının özellikleri şunlardır:

*22 ayardır,

*Kulpsuz ağırlığı 1,754 gramdır. Darphane tarafından kulpsuz üretilir, sonradan atölyelerde kulp takılır,

*Kulplu ağırlığı
1,81 gramdır

*ağırlığının binde 916,6’sı kadar saf altın içerir; yani ağırlığı 1,754 gram olan 1 adet çeyrek altının içinde 1,608 gram saf altın bulunur, gerisi ise bakır ve gümüştür,

*18 milimetre çapındadır.

Eski çeyrek altın ile yeni çeyrek altın arasındaki fark nedir, yeni çeyrek altın neden daha pahalıdır?

Eski çeyrek altın ile yeni çeyrek altın arasında üretim yılı haricinde hiçbir fark yoktur. Aynı ayarda, aynı ağırlıkta ve aynı kalitededir; tek fark üretim yılıdır. Yeni çeyrek altınlar her sene başında üretilmeye başlar, 31 Aralık’a kadar üretim devam eder. Yıl içinde basılan tüm çeyrek altınlar 1 Ocak itibarıyla artık eski çeyrek altın olarak işlem görür. Çeyrek altının 2020 üretimi olmasıyla 2023 üretimi olması arasında bir fark yoktur. Fiyat farkının sebebi, bazı yatırımcıların altın alırken en son üretilmiş altını tercih etmelerinden kaynaklanan bir talep fazlasıdır.

Yılda kaç tane çeyrek altın üretiliyor?

Darphane 2022 yılında 10 milyon 607 bin adet, 2023 yılının ilk yarısında ise 11 milyon 14 bin adet çeyrek altın basmıştır. Darphane’nin üretimi kuyumculardan (yatırımcılardan)  gelen talep üzerine olmaktadır.  

Çeyrek altın kaç lira?

Altın fiyatları anlık olarak sürekli değişmektedir. Has altın fiyatı 1,608 ile çarpılarak üzerine işçilik ücreti konulur ve bu fiyat üzerinden satılır. Kuyumcuya bozdurmak için götürdüğünüzde ise işçiliksiz fiyat üzerinden işlem görür, yani bozdururken eski çeyrek ile yeni çeyrek arasında fark yoktur.

22 Ağustos 2023 Salı

Alışveriş platformlarına acilen müdahale edilmeli...


Yazının özü: Trendyol, HepsiBurada vb gibi pazaryeri tabir edilen platformların satıcılardan aldığı komisyonlara acilen müdahale edilmeli ve bir üst sınır getirilmeli. Rekabet Kurumu göreve… 

Evvelen, bazı hap bilgiler: 2021 yılında, dünyadaki e-ticaret cirosunun 5 trilyon doları aştığı hesaplanıyor, Türkiye’nin ekonomik büyüklüğünün yaklaşık 5 katı gibi muazzam bir tutar. Türkiye’de de internet üzerinden satış yapan firma sayısı artıyor: 2019’da 68 bin; 2022’de 548 bin… İnternet satışlarının Türkiye’deki genel ticaret içindeki payı: 2019’da yüzde 9.7, 2020’de yüzde 15.7 ve 2021’de yüzde 17.7 olarak hesaplanmış. 

Sâniyen, problemi masaya yatıralım. İnternet üzerinden satış yapmak, artık olmazsa olmaz. Alışverişin önemli bir kısmı internet üzerinden yapılan alışverişe dönmüş durumda ve bu durum yıldan yıla artmakta. Ancak bu işe niyetlenen firmaların müşteriler nezdinde en büyük handikapları güvenilirlik. Bu sorunu da Trendyol, Hepsiburada, Amazon vb. gibi pazaryerlerine girerek ve satışlarını bu platformlar üzerinden yaparak aşıyorlar. Güvenilirlik sorununu aşmasına aşıyorlar lakin bu sefer de korkunç bir durumla karşılaşıyorlar:  platformların %30'a varan komisyon aldıkları sektörler ürünler var ki, el insaf. Satış bedelinin üçte birini, dörtte birini vs bu devasa platformlara vermek zorunda kalan ve üstüne üstlük satışını yaptığı ürünün bedelini de 30-40 gün sonra alabilen küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin varlıklarını devam ettirebilmeleri mümkün değil.  "Neden bu platformlarda yoksunuz" sorusuna verilen en yaygın cevap "yüksek komisyon oranları".

Hülâsa: “Efendim serbest piyasa, karışmak doğru değildir” denmemeli, bizim gelişmiş değil; gelişmemiş, pardon, ‘gelişmekte olan’ bir ülke olduğumuz hatırdan çıkarılmayıp ilgili devlet kurumu göreve çağırılmalıdır. E-ihracat, üreticiden tüketiciye direkt satış, kayıtlı ticaret, kırsal kesimde kalkınma gibi pek çok konu hakkında fevkalade önemli olan bu durumla alakalı ivedi çözüm üretilmelidir. 

Hamiş: Veriler İTO Yayınlarından çıkan “Reel Sektörün Dönüşümünde E-Ticaret ve E-İhracat” yayınındandır https://online.fliphtml5.com/kkfkn/fasx/#p=1

10 Ağustos 2023 Perşembe

Çıkar çatışmasına ne çare olur...

 


Geçenlerde Doğuş Oto Esenyurt’ta yaşadıklarım “Şirket ile çalışan arasındaki çıkar çatışması” konusunda ders niteliğinde idi. 

Aracımı servise bırakacağım esnadaki servis danışmanı, aracın not aldığım ve tamir ettirmek istediğim eksikliklerini ısrarla yaptırmak istemiyor, ‘parça var mı bilmiyorum bakmak lazım, tamiri uzun sürer bunun ama..’ gibi argümanlarla nihayet beni pes ettiriyor ve sadece rutin bakım anlaşması yaptırıp rahat bir nefes alıyordu.

Şirket-çalışan çıkar çatışması” dendiğinde ilk akla gelen konulardan biri çalışanın yolsuzluk yaparak kendine maddi çıkar sağlaması olarak anlaşılabiliyor. Bu konuda da töhmet altında kalanlar ilk etapta satın almacılar olarak öne çıkıyor ama iş hayatının bir gerçeği, her bir çalışan şirketi ciddi anlamda:

- finansal yahut itibari kayba sokabilecek işlemler yapabilir, zarar verebilir,

- elde edilmesi muhtemel gelirden mahrum bırakabilir.

Peki bunun önüne nasıl geçilebilir?

Çalışanın, işi sahiplenmesi için yüksek maaş, güzel yan haklar ve görkemli ünvanlar vermek yeterli midir?

Maaşlı çalışanların işlerini kendi işleri imiş gibi görüp sahiplenmeleri için Kodak ve Procter & Gamble gibi şirketlerin 100 seneden uzun bir süredir uygulamaya başladığı ve Amerika’da sık karşılaşılan bir uygulama “hisse sahipliği”. Ancak bu, genellikle üst yönetim için yapılan bir uygulama olarak öne çıkıyor ve şimdilerde daha alt düzeydeki çalışanlar için de genişletilip genişletilmemesi yönünde “sesli düşünülüyor”.

Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için daha basit bir seçenek, şirket net karının önceden belirlenmiş belirli bir kısmının çalışanlara yine önceden belirlenmiş yüzdelerle dağıtılmasıdır.

“Mayası kötü” olan çalışana karşı ne yapılırsa yapılsın çare yok ama, dürüst çalışanları motive edip şirket performansını artırabilmek için maaşın yanı sıra başka alternatifler düşünülmesinde fayda var...