25 Nisan 2012 Çarşamba

Ortak ATM'de kim ne alıyor?


Cüzdanımızdaki banka kartları (ATM kartları) çılgınca artıyor. Beş altı sene önce 40 milyon civarında banka kartı varken bu rakam neredeyse ikiye katlanarak 80 milyonu geçti. Banka kartlarıyla geçen yıl 760 milyon kez para çekme işlemi yapıldı, her işlemde aşağı yukarı 320 TL para çekildi. 243 milyar liralık para ATM'lerden dolaştı yani.. ATM sayısı da aynı hızda arttı geçen sürede. Bundan beş altı sene önce 15 bin ATM varken, geçtiğimiz ay sonu itibarıyla 33 bini geçti ATM sayısı.

ATM'leri ortak kullanma fikri çok eski değil. Her bankanın kartıyla her ATM'de işlem yapabilme fikri 4-5 yıl önce ciddi ciddi konuşulmaya başlandı ve genelde olumlu karşılandı. Büyük bir iki bankanın isteksiz oluşuna rağmen uzlaşıldı ve Ekim 2009'dan sonra ortak ATM kullanımı başlamış oldu.

Ortak ATM kullanımında bilinmesi gereken en temel şey para çekiminde yahut bakiye sormada alınan temel bir ücret vardır ve bu, ATM hangi bankaya ait ise ona ödenir. Bu ücret Bankalararası kart merkezinin sitesinden ilan ettiği üzere, bakiye sormada 24 kuruş, para çekmede ise 91 kuruş sabit ücrete ilaveten çekilen paranın yüzde 1'idir. Ortak ATM'den para çekiminde yahut bakiye sorgulamada bu tarifenin üzerinde bir masraf alınıyorsa, kesilen paranın geri kalanını kartını kullandığınız banka alıyordur. Bu tarifede çekilen 100 TL için 1 lira 91 kuruş komisyon vardır ve bu komisyon hangi bankanın ATM'sinden işlem yapıyorsanız o bankaya ödenir. Örneğin, Garanti bankasının kartıyla Akbank'ın ATM'sinden 100 TL çekildiğinde 1,91 TL Akbank'a ödenir. Ama sizden 5 TL kesilmişse, bunun 1,91 TL haricindeki tutarını, kartını kullandığınız Garanti Bankası kesmiş demektir. Ortak ATM kullanımında şu an müşterisinden ekstra bir komisyon almayıp sadece karşı bankaya ödenecek komisyonu alan iki banka var, Albaraka ve Kuveyt Türk… Denizbank, Yapı Kredi ve Akbank ise ATM kullanımlarında 40-50 kuruş ilaveten ”makbuz ücreti” almaya başladılar.

91 kuruş rakamı ve %1 oranı aslında makul. Buraya kadar bir sorun yok. Sorun, ATM'si kullanılan bankaya verilen %1 ve 91 kuruş'un yanı sıra kart sahibi bankanın “ben de bu işten para isterim” demesi. Sorun, çoğu bankanın ortak ATM kullanımını, kart verdiği müşteriye bir kolaylık olarak değil de buradan güzel karlar elde edilecek bir alan olarak görmesi. Kart sahibi bankalar ücretleri o kadar arttırdılar ki ortak ATM'lerden para çekme ücretleri epey farklılaştı.

En güncel haliyle bankaların ortak ATM kullanım ücretleri ve aşağıdaki bankaların kartlarıyla herhangi bir başka bankanın ATM'sinden 100 TL çekildiğinde çıkan masraflar aşağıdaki tabloda. Garanti Bankası 500 TL, Akbank ve Vakıfbank 350 TL üzeri çekimlerde tarifeyi değiştirmekteler. “Makbuz ücreti” alan bankaların aldıkları bu ücretler toplam masrafa yansıtılmıştır:

18 Nisan 2012 Çarşamba

BES'te neler oluyor




Dün Ali Babacan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile ilgili önemli bazı açıklamalar yaptı. BES'te neler oluyor diyerek konuyu iyi bilen bir isim ile, Kerim Barkın Yüksel ile görüştüm.

BES'te bazı şeyler değişiyor, değişikliğe neden ihtiyaç duyuldu?
Önceden BES'teki teşvik unsuru vergilerdeki indirim şeklindeydi, gelir vergisinde indirim şeklinde bundan faydalanılıyordu. Ancak sadece katılımcıların üçte birinin bu avantajdan faydalanabildiği görüldü. Değişikliğe gidilmesinin altındaki temel neden bu.

Sistemin en önemli avantajı vergi avantajı ama insanların büyük çoğunluğu bundan faydalanamıyordu yani.. Yeni sistemde ne değişiyor peki?
Yeni sistemle, BES'e giren herkes katkılardan istifade edecek. BES'e yatırılan miktar önce Emeklilik Gözetim Merkezine, bu merkez de ilgili kamu kuruluşuna iletecek. Örneğin, sisteme 100 lira koyan vatandaşa, 25 lira da devlet katkı sağlayacak. Bu 25 liralık kısım ayrı hesapta tutulacak. Maksimum devlet katkısı da yıllık brüt asgari ücretin yüzde 25'i ile sınırlı olacak.
Yeni sistemde ev kadınları da doğrudan vergi avantajından faydalanabilecek. Avantajdan faydalanılması için vergi mükellefi olunması şartı da kaldırmış durumda. Eski sistemde ev hanımı katkı payını eşi öderse (eşi vergi mükellefi olduğu için) avantajdan faydalanabiliyordu

Hali hazırda vergi avantajı elde edenler için bir şey değişmiyor gibi?
Önceki sistemde ödenen katkı paylarından hak edilen vergi maaş üzerinden iade ediliyordu. Şimdi maaş hesabına ilave edilmesi değil de ayrı hesapta tutulacak olmasının sisteme olan ilgiliyi pozitif etkilemesi beklenmektedir. Şu andaki uygulamada vergi iadesi alabilecek için katkı payı ödeyen katılımcının ödemelere ait dekontları şirketindeki Muhasebe servisine iletmesi gerekiyor. Vergi iadesinden katılımcıların ortalama %35'i faydalanmaktaydı. Bu yeni yöntem ile katılımcı hiçbir şey yapmadan iadeleri otomatik alarak ayrı bir hesaptan takip edebilecek. BES müşterisi net bir şekilde ne tutarda avantaj elde ettiğini görebilecek. Sağlanan avantaj maksimum tutarda yine aynı, yıllık brüt asgari ücretin %25'i..

Birikimleri istediği zaman çekebilecek mi insanlar?
Kademeli olarak geri çekme hakkı verilecek. Burada amaç vadeyi uzatmak. Devlet katkı payına ilk 3 yıl boyunca dokunmak mümkün değil, 3'üncü yılın sonunda yüzde 15'ini, 6'ıncı yılın sonunda yüzde 30'unu, 10'uncu yılın sonunda yüzde 60'ını alabilirken, ancak emekli olunca bu katkı payının tamamını alınabilecek.

Uygulamada kişi BES'teki birikimini istediği zaman çekebiliyor muydu?
Önceki sistemde katılımcı sistemden erken ayrılmak istediğinde %15 - %10 gibi tüm birikimlerinden stopaja maruz kalıyordu. Artık stopaj ana paraya değil sadece devletin yatırdığı katkı payına ve toplam getiriye uygulanacak.

Bu eskisine göre yatırımcı için daha cazip değil mi?
Evet, artık sistemden erken ayrılmalarda vergi kesintisi ana para ve kar toplamına değil, sadece kar ve vergi avantajına uygulanıyor. Amaç vergi avantajını hak etmek istiyorsan sistemde emekli olana kadar kal. Daha adil bir yöntem.

Bankaların Şube ve Personel Sayılarındaki değişim


Altınlar eve mi bankaya mı...




Son zamanlarda bankaların müşterilerinin ziynet altınlarını alarak bunları müşterilerin hesaplarına kaydî olarak yatırmaları ile ilgili çeşitli yazılar yayınlandı. Bu yazılardaki bazı bariz hatalar üzerine konunun uzmanı biriyle görüşerek ona bazı sorular sormak gereği hissettim ve bankaların fiziki altın toplaması konusunda uzman bir isim olan Evren Yaşar ile görüştüm:

İnsanlar neden evlerindeki kasalarındaki altınları bozdurmak için bankalara götürürler?

Altın, birçok ailenin zor günleri için tuttukları ya da ev araba gibi hayallerini gerçekleştirmek için biriktirdikleri bir yatırım aracıdır. Bu nedenle altının saklanması bir nevi insanların hayallerinin ya da geleceğinin saklanması gibidir. Kişilerin bir amaç için biriktirdikleri altınlarını bankalara getirmesinin altında yatan en büyük sebep aslında güvenlik güdüsüdür. Altın önemli bir yatırım aracı olmakla beraber, saklanması ve korunması da bir o kadar zordur. Çalınma riskine karşılık olarak genel olarak altın sahipleri ya bankaların kiralık kasalarını kullanmakta ya da tanıdıkları kuyumculara altınlarını bırakmaktadır ancak bu iki durumda da altınlar tam anlamıyla güvende kalmamakta, masraflı olmaktadır. Bu altınların bankaya yatırılması ile vatandaşların elde edeceği bir başka avantaj ise, genelde zor günlerde altın bozdurulmak istendiğinde, eğer bu altın bir takı seti yahut bilezik ise kişi bunun tamamını bozdurmak durumundadır. Fiziki altın bölünemez, oysa hesapta bulunan kaydi altın ise bölünebilir, kişinin ne kadar paraya ihtiyacı varsa o kadarını alır ve geri kalan kısmı ise yine altın olarak kişinin hesabında kalır dolayısıyla altın tasarrufunu devam ettirebilir. Ayrıca bankada bulunan altın internet şube vasıtasıyla her an alınıp satılabilir, dolayısıyla her an fiyat hareketlerinden yararlanılabilir. Bankalarda tutulan altının 50,000 TL’ye kadar olan kısmı da devlet güvencesi altındadır.

Bankaların kişilerden altın alma işi nasıl oluyor?

Kişi altınlarını şubeye götürür. Altın burada uzmanlar tarafından incelenir; ayar ve ağırlık tespitinden sonra müşteriye altının saflığı, gramajı, içindeki has altın miktarı, hesaba geçecek gram miktarı belirtilir. Müşteri kabul ettiği takdirde altın miktarı müşterinin hesabına gram olarak geçer.

Altının işçilik maliyeti ne olacak?

Takıların sadece saf altın miktarı dikkate alınıyor olacak. Eğer altın alırken buna işçilik ödendiyse bu değerlendirilmeyecektir. Bu nedenle fazla işçilikli altınları bankaya vermek çok mantıklı olmayabilir.

Alım satım kaynaklı her hangi bir değer kaybı olacak mı peki?

Belirtilen has altın miktarı müşterinin hesabına altın olarak yatırılır. Herhangi bir şekilde alım satım işlemi olmadığı için müşterinin al sat kaynaklı kur kaybı da olmayacaktır. Bir kişi eğer önce kuyumcuya gider ve altınlarını bozdurursa ve buradan aldığı TL ile gelip tekrar altın alırsa bu durumda önce alış kurundan altınlarını satacak sonra bankadan satış kurundan tekrar altın alacaktır. Oysa bankaların bu uygulamasında bir alış satış olmadığı için bu şekilde bir kayıp söz konusu değildir. Bankanın altın alım işlemlerinde en iyi fiyat garantisi bulunmamaktadır. Paraya sıkışmış ve altınlarını satıp TL'ye dönmek isteyen kişiler için banka en iyi çözüm olmayabilir.

Müşteriler bankaya verdikleri altınları geri alabilir mi?

Bankaya verilen altınlar orada aynen muhafaza edilmemektedir. Altınlarını bankaya veren kişiler hiçbir şekilde altınını verdiği şekilde geri alamayacaktır. Toplanan altınlar rafine edilerek 24 ayar külçe haline getirilecektir. Bu nedenle bilezikler ya da cumhuriyet altınlarının formları değiştirilerek külçe altın haline getirilmekte ve müşteriler adına bu şekliyle muhafaza edilmektedir.

Peki müşteriler altınlarını nasıl geri alabilirler?

İki şekilde işlem yapabilirler. Birinci yöntem altını bozmak istedikleri günkü kurlar üzerinden TL ya da Dolar karşılığını alabilirler. İkinci yöntemle ise bir katılım bankasında külçe gram altın olarak alabilirler.

Banka hesabına geçen altınların bir getirisi oluyor mu peki?

Şu an sadece bir katılım bankası topladığı ve hesaba geçen bu altınlara kar payı vermektedir