19 Haziran 2023 Pazartesi

Doktor mutsuz, hasta mutsuz, eczacı mutsuz…

 

“Beğenmediğimiz” 90’ların sağlık sisteminde sabahın köründe kalkar, muayene olmak istediğimiz hastaneye-bölüme gider hastalar olarak kendi aramızda ilk gelen-sıraya girer usulü listemizi yapardık. Mesai başlar, doktorlar gelir, o listedeki hastaları muayene ederdi, ilacımızı alıp eve dönerdik.

Şimdi MHRS denen sistemden randevu almaya çalışıyoruz ama randevu yok...

Çocuk: yok!

Cildiye: kim kaybetmiş?

Kulak Burun Boğaz: ne münasebet!?

Göz: haddinizi aşıyorsunuz!!!

Devasa hastane binaları var ama randevu yok.

Randevu aramakta çok ısrarcı olursanız da MHRS denen sistem sizi blokluyor, “bu kadar çok arama hayatın olağan akışına aykırı” açıklamasıyla.

Asgari ücretlinin o mütevazi maaşından dahi her ay -gelir vergisini geçtim- SGK’ya her ay 3 bin liraya yakın para ödeniyor.

Ama bu primlerin karşılığı devlet hastanelerinden randevu alamayıp bir şekilde özel hastanelerin kucağına itiliyoruz.

Randevu yokluğu gündemde kalmıyor, sağlıkta da her şey yolunda imiş gibi yapıp hayatımıza devam ediyoruz…

Hayırlı haftalar cümleten…

5 Haziran 2023 Pazartesi

"Araba giderken de senindi dönerken de senin, peki biz bu kadar b.ku neden yedik?”


Malum hikaye; maraba ile ağa, ağanın arabasıya kasabaya gidiyorlar. Yolun yarısında, arabayı çeken hayvan patır kütür yola pisliyor. Ağa marabasının arabada gözü olduğunu biliyor. “Üle Haso! Şu b.ku yersen, arabayı sana verecem” diyor. Bizimki bir an düşünüyor, kararını veriyor,  taze at pisliğini yiyor. “Tamam”, diyor ağa “araba senin” Bizimkinin midesi dönmüş, gururu çiğnenmiş, kendinden iğreniyor. Ağa ise bir dakikalık bir eğlence uğruna arabasından olduğuna pişman, kendi budalalığına yanıyor. 

Dönüş yolunda ikisinin de ağzını bıçak açmıyor, ikisi de kurdukça kuruyorlar. Tam marabanın pislik yediği noktaya geldiklerinde ağa dayanamıyor; “Üle Haso! Bir halt ettim, şaka uğruna araba elden gitti, b.k yemenin ederini vereyim, arabayı geri alayım.” Memo’nun genzinde, ağzında, yüreğinde, öfkesinde hâlâ pislik tadı var. “Olur Ağam” diyor, “olur ama bir şartla: sen de aha şu kalan kurumuş b.kları yiyeceksin ki ödeşelim.” Ağanın gözü kararmış, iniyor bir miktar pislik de o yiyor. 

Çiftliğe yaklaşırlarken, Haso düşünceli, kederli soruyor: “Ağam, araba giderken de senindi dönerken de senin, peki biz bu kadar b.ku neden yedik?”

Ortodoks politikalar izleyen Mehmet Şimşek türlü türlü laflar edilerek görevinden alınmıştı 2015'te, ki dolar 2,87 enflasyon %8,10 (aylık değil yıllık!) idi. 

Bu ekip işi bilmiyor deyip sonraki ekiplerle geldiğimiz nokta ortada. 

Şimdi yeniden Şimşek, yeniden ortodoks  politikalar.. 

E biz bu kadar....

2 Haziran 2023 Cuma

28 yaşında CEO mu olurmuş!


Geçtiğimiz günlerde Agathe Monpays isminde genç bir kadın, evet 28 yaşında, Fransa’nın büyük firmalarından birine CEO olarak atandı.

Alelade bir firma değil sözkonusu firma, 30 bin çalışanla yıllık 10 milyar € ciro yapan Leroy Merlin.

Ülkede bu atama büyük yankı uyandırdı. Tahmin edilebileceği gibi, “Agathe’nin şirket sahibi aile ile ilişkileri iyidir de bu sebeple bu göreve atanmıştır, yoksa bu yaşta birinin böylesi bir göreve getirilmesi imkansız” görüşünü dillendirenlerin sesi epey  gür çıktı. Firma ise yeni atanan CEO’nun, şirkette başarılı geçen 7 yılının ardından tamamen liyakat esasına göre bu göreve getirildiği açıklandı.

CEO yaş ortalaması yıllardan sonra ilk kez düşmeye başladı ve 56 olan yaş ortalaması 53’e geriledi. Yeni atanan CEO’lar, Agathe kadar olmasa da, genç yaştaki çalışanlardan seçilecek ve yaş ortalaması daha da düşecektir.

Bunun en önemli 2 sebebi var. İlki, 3 harfliler, artık işi yapan ekiple “takım” olmak zorunda, CEO da ekibin bir parçası olmalı, takımın içine girip ekiple birlikte işlerin bir ölçüde parçası olmalı. Yaşı ileri olan (60+) yöneticilerin çalışma kültürü, genç nesil ile uyumlu bir takım halinde çalışmaya çok uygun olmuyor genelde. 

İkincisi, müthiş bir teknolojik dönüşüm yaşanıyor ve yaşanacak. Yaşı ileri CEO’ların güncel teknolojiyi ıskalama ihtimali şirket hissedarlarını korkutuyor. Yapay Zeka’nın konuşulduğu bir zamanda akıllı telefonunun temel özelliklerini dahi kullanamayan bir profilin şirketleri bu dönüşüme adapte edip edemeyeceği riskini göze almak istemiyor hissedarlar.

20’li yaşlarda CEO atamak çok iddialı olsa da şu bir gerçek, CEO yaşları hızla gençleşecek. 

1 Haziran 2023 Perşembe

Yapay Zeka ile soluklanır mıyız?

“1970’lerde günde 20 saate yakın çalışırdım, şimdiyse (sene 1984) 3-4 saatte işim bitiyor”

40 küsür müşterisi olan Amerikalı muhasebeci Don Jackson’ın bilgisayar öncesi ve sonrası iş hayatını kıyasladığı bir cümlesi.

Bilgisayarla (excel benzeri bir programla) tanıştıktan sonra daha az çalışmaya başladı, teknoloji O’na sevdiği şeylere daha fazla zaman ayırmasına imkan sağladı.

Teknoloji iş hayatımızı kolaylaştırıyor, 1980’lerden bu yana muhteşem gelişmeler oldu.

Şu an kullandığımız cihazlarla bunlar olmadan günler sürecek işler saatler içinde, saatler sürecek işler ise dakikalar içinde yapılabiliyor.

Peki bu süratten arta kalan zamanla ne yapılıyor?

Bu “ilave zaman” günümüzde çalışanların özel hayatlarına nasıl bir katkıda bulunuyor?  

1980’lerden bu yana iş günleri aynı, çalışma saatleri aynı.

Tasarruf edilen zaman daha çok çalışmak için kullanılıyor…

‘Yapay Zeka’nın konuşulduğu günümüzde işlerin nasıl da kolaylaşacağı, “eskiden” uzun zaman isteyen araştırmaların kısa bir zamanda sonuçlanacağı anlatılıyor.

Ne dersiniz, yapay zeka’yı çalıştırıp insanlar biraz soluklanırlar mı, yoksa yapay zekadan elde edilen zaman, daha da çok çalışmak için mi kullanılır…

Ömrümüz yeterse yaşayıp göreceğiz…