31 Temmuz 2010 Cumartesi

Krediyle konut almak, şimdi değilse ne zaman?



Bu sorunun cevabını vermeden önce ev sahibi olmak ve banka kredisiyle ev satın almak üzerine biraz konuşmamız gerekiyor. Konut sahibi olmak, bir ev satın almak şüphesiz ev sahibi olmayan herkesin bir gün mutlaka gerçekleştirmeyi düşündüğü, bunun için çalıştığı, ulaşmak istediği tatlı bir hedeftir. Ev satın almanın en güzel ve en kestirme yolunun mevcut maddi birikimle satın alma olacağından kuşku yok. Peki hayalimizdeki evi satın almak için yeterli birikimimiz yok ise ve bu birikimi sağlamak yıllarımızı alacaksa ne yapmalıyız? İşte tam burada imdadımıza banka kredileri yetişiyor. Geçmiş yıllarda kredi kullanan müşterilerine yanlış yaklaşan bazı bankalar yüzünden bankalardan uzak durma eğiliminde olan kişi sayısı azımsanmayacak kadar çok olsa da hesabımızı iyi yapıp akabinde bankamızı iyi seçtikten sonra bankalar korkulacak müesseseler, krediler de uzak durulacak ürünler değildir. Hele söz konusu olan bir ömür boyu yaşayacağımız bir ev ise...
Belli bir ortalamanın üzerinde geliri olan kişilerde dahi genelde tasarruf edebilme kaabiliyeti zayıftır. Konut kredisi ile, belirlenmiş bir vadeye bağlı olarak ev satın alındığında bu program kişileri tasarrufa zorlar. Peki biz ev satın almaya ve bu evi krediyle satın almaya gerçekten hazır mıyız? Şayet kirada oturmaktan, her ay kira ödemekten mutsuzsak ve önümüzdeki belli bir zaman diliminde hangi şehirde hangi bölgede yaşayacağımız belliyse, nasıl bir evin ihtiyacımıza en uygun olduğunda karar kılmışsak ev satın almaya hazırız demektir. İkinci sorumuza gelince: biz bu evi krediyle satın almaya hazır mıyız? Bu sorunun cevabı için kendimize mini bir test yapmak durumundayız:
1-Aylık düzenli bir gelirimiz var mı? Maaşlı çalışmıyorsak: kazandığımız 3 aylık paranın toplamı sürekli belli bir seviyenin üzerinde kalabiliyor mu? Aydan aya değişse de, her son 3 aylık toplam kazancımızın en az 5,000 TLolması gibi.
2-Kredi geçmişimiz düzgün mü? Bankaların kredi kartı, kredi, çek ve senet kullanan kişiler hakkında istihbarat imkanı son derece geniştir. (Bir bankadan alarak kullandığımız kredi kartımızın ödemelerini ne ölçüde düzenli yaptığımızı başka bir banka görebilir) Özellikle yakın geçmişte ödenmemiş bir çek, senet, zamanında ifa edilmemiş bir kredi borcu yahut kredi kartı borcu, kredi alırken mutlaka karşımıza çıkacak ve kredi almamızı olumsuz etkileyebilecektir.
3- Belli bir miktar birikimimiz var mı? Satın almayı düşündüğümüz evin değerinin en az dörtte biri kadar birikimimiz olması gerekiyor. Zîra bankaların çok büyük bir kısmı sadece konutun değerinin dörtte üçü kadar kredi verirler. Konutun değeri kadar (%100 finansman) kredi veren bankalar var ise de bunların kredi oranları daha yüksek olmaktadır. Bu da ödemelerimizi ağırlaştıracak, bizi zorlayacaktır. %100 finansman yerine biraz daha sabırlı olup peşinatı biriktirmek her halûkarda daha mantıklı bir yaklaşımdır.
4-Paramız var ancak buna rağmen kiramızı, faturalarımızı, senetlerimizi vs zamanında ödeyebiliyor muyuz? Unutmamak gerekir ki paramızın olduğu durumda da borcun ödenmesi kadar o borcu zamanında ödeme alışkanlığı da çok önemlidir.
5-Zor zamanımızda ailemizin bize maddi yardımda bulunma durumu var mı? İşlerimizin geçici olarak bozulması, belli bir dönem işsiz kalmamız halinde bize, borçlarımızla birlikte, ellerinden geldiği kadar sahip çıkabilecek maddi imkânı ve isteği olan bir ailemizin olması, kredi kullanım aşamasında, krediye resmi kefil olmasalar dahi, önemlidir.
Mini testimizdeki ilk iki soruya kayıtsız şartsız "evet" cevabı verebildiysek, biz kredi ile ev satın almaya hazırız, banka da bize kredi vermeye hazır demektir. Sonraki üç soruya "evet" demek, kredi kullanımında olmazsa olmaz şartlar değilse de banka itibarımız açısından son derece önemlidir, olumlu özelliklerdir.
Genelleme yapmak gerekirse: ülke ekonomisi rayındayken konut satışları yüksektir, ev fiyatları artmıştır ancak kredi oranları düşüktür, caziptir. Ekonominin bozuk olduğu zamanlarda ise konut satışları düşer, evlerin fiyatları nisbeten düşüktür ama bu defa da kredi oranları yüksektir. İçinde bulunduğumuz şu zaman ise istisnai bir zaman, krizden çıkış aşamasıdır, konut fiyatları ve satışlar ekonominin kötü olduğu zamanlardaki gibi düşük, konut kredisi oranları da ekonominin iyi olduğu zamanlardaki gibi düşüktür. Henüz kısa sayılabilecek bir zaman önce gazetelerin ekonomi sayfalarında manşette " .... Bankası, konut kredisi oranlarını Cumhuriyet Tarihinin en düşük oranlarına indirdi: aylık %2,55" (Hürriyet, 09.10.2003) haberlerini görürken şu an konut kredisi oranları en uzun vadelerde %1'in dahi altına inmiş durumda, bir süre daha bu seviyelerde kalmaya da devam edecek. Faizlerin 2011'den itibaren artmaya başlayacağının öngörüldüğü dikkate alındığında gönül rahatlığı ile "kredi ile konut almanın zamanıdır" diyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder