9 Eylül 2010 Perşembe

Bireysek emeklilik sistemi; Uzak mı durmalı, katılmalı mı?



Bu yazımızda 2013 yılında ilk emeklilerini göreceğimiz Bireysel Emeklilik Sistemi nedir, bu sisteme girmek gerçekten avantajlı mı yoksa bu sistem de bir zamanların konut edindirme yardımı kesintileri gibi bir balon mu? gibi sorulara cevap arayacağız.

Bireysel emeklilik sistemini düzenleyen kanun 2001 yılında resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Devletin bu kanun ile amaçladığı şey vatandaşlarının yaşlılıklarında kullanmaları amacıyla güvenli bir şekilde tasarruf yapmalarını teşvik etmek, bu tasarruflarını yatırıma yönlendirmek ve düzenlemek, ekonomiye kaynak sağlamak. Bireysel emeklilik şirketleri 2003 yılında kuruluşlarını tamamlayarak faaliyetlerine başladılar. Günümüzde, yaklaşık yarısı bankaların olmak üzere, 13 emeklilik şirketi mevcut. Katılım Bankaları da bu şirketlerle ortak çalışarak sistemde yavaş yavaş yerlerini alıyorlar.

Bu şirketlerin faaliyetleri Hazine Müsteşarlığı, fonların ve portföy yöneticilerinin faaliyetleri ise Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetleniyor. Ayrıca şirketlerin faaliyetleri Emeklilik Gözetim Merkezi tarafından günlük olarak takip edilmekte. Ödenen primlerle oluşan birikimler, konusunda uzman portföy yöneticileri tarafından sizin belirlediğiniz alanlarda (altın, hisse senedi, döviz..) değerlendirildiği için paranızın pul olma durumu yok, aksine sürekli bir değer artışı beklemek mümkün.

Sistemi özetlemek gerekirse, en az 10 yıl prim ödeyip 56 yaşını dolduran kişi sistemden emekli olma hakkını elde ediyor. 10 yıldan önce veya 56 yaşından önce sistemden ayrılmak da, bazı vergi kesintilerine katlanmak göze alınırsa, mümkün olabiliyor. Kişinin bu 10 yıl boyunca ödediği primlerden oluşan birikim, seçtiği şirket tarafından kişinin belirlediği şekilde değerlendiriliyor. Sürenin sonunda biriken parayı kişi topluca alabildiği gibi dilediği zaman aralıklarında ve istediği bir tutarda da alabiliyor. Sistemin işleyişinin özetinin özeti bu, sistem hakkında teferruatlı bilgi için Emeklilik Gözetim Merkezi’nin sitesi ziyaret edilebilir: www.egm.org.tr

Konu hakkında en sık sorulan can alıcı soru ise “bu sisteme girmem avantajlı mı?” Bu soruya verilebilecek en net ve özet cevap: sistemin tek avantajlı yanı vergi avantajı, şayet vergi avantajından yararlanabilecekseniz bu sisteme girmekte tereddüt etmeyin. Vergi avantajından yararlanamayacaksanız 300-500 lira giriş ücreti ve yatırdığınız primin ortalama % 5’i kadar Yönetim Gider Kesintisi gibi masraflara katlanmaktansa kendi tasarrufunuzu kendiniz yapmayı düşünün. Düzenli tasarruf etme kabiliyetinize güvenmiyorsanız, harici bir etken olmadan her ay gelirinizin belli bir kısmını kenara koymakta başarılı olamam diyorsanız her halükarda sisteme girmekte fayda var.

Vergi avantajından yararlanarak sisteme giriş yapacaklara da çok önemli bir uyarı-öneri: Hedefiniz ve beklentiniz şirketlerin vaat ettikleri fon getirilerinden ziyade vergisel avantajdan maksimum faydalanmak olsun. Unutmayın, bu sistemden elde edeceğiniz en önemli ve en yüksek kesin getiri sadece vergi avantajından sağlayacağınız vergi indirimidir. Hatırı sayılır bir birikim için, vergi indiriminden kaynaklanan gelirinizdeki artışı da tasarruf etmelisiniz. Örnek vermek gerekirse, aylık 3,000 TL brüt geliri olan ve ayda 300 TL prim ödeyen bir kişi yıllık 970 TL daha az gelir vergisi ödeyecek, yani bu tutar cebinde kalacaktır. Ödenen yıllık primin %27’sine tekabül eden işte bu tutarı tasarruf etmeksizin beklentilerinizi sadece emeklilik şirketlerinin fon getirisine endekslerseniz, internet sitelerindeki “emekli olduktan sonra ne kadar param olacak” hesaplamalarına bakarak beklentilerinizi sakın yüksek tutmayın!

Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle tebrik eder sevdiklerinizle birlikte nice bayramlara vasıl olmanızı temenni ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder